GELECEKTE Kİ BEN
Zaman fark etmediğimiz ama
aslında belki de gözümüzün önünde yaşanan bir gizem. Bazen fotoğraflara
baktığımızda “su gibi geçmiş” dediğimiz nasıl geçtiği hakkında en ufak bir
fikrimizin olmadığı, elle tutulmaz gözle görülmez, hatta bu açıdan bazen bana tanrısal
bile gelen garip bir kavram.
Geçmişimizi düşündüğümüzde çoğu
zaman o yaşananları biz yaşamışız gibi hissetmeyiz, onları yaşayan başka birisi
gibi gelir. Kim bilir belki de öyledir. Çünkü zamanla insan değişiyor
gelişiyor, zaman insana karıştıkça insanı, insan da zamana karıştıkça zamanı
değiştiriyor. Sanki karşılıklı bir
alışveriş içinde bu sistem. Ve bir açıdan baktığımızda belki de gerçekten
geçmişte yaşadıklarımızı yaşayan biz değiliz. Sonuçta bugünkü bilincimizle
bugünkü aklımızla yaşamadık. Kim 4 yaşındaki halimizin tam olarak biz olduğunu
iddia edebilir ki? Elbette içimizde bir
yerlerde o dört yaş durur ama sonuçta biz o değiliz, o da biz değil. Enteresan bir
denklem gibi gelir bu bana.
Buradan çıkıp bazen gelecekte bir
yerlerde gerçekten bir başka ben olduğunu hayal ederim bazen. Delice mi? Tamamıyla . Ama ilginç de aynı zamanda. Bu öyle bir ben ki
şu anımı görebiliyor ve enteresan da bir bağ var aramızda. Şöyle ki; ben onu şu
an nasıl tasarlıyorsam o da öyle bir rol
oynuyor bana zaman içinde. Mesela ben geleceğime bakıp mutsuz, başarısız bir
ben düşündüğüm zaman hemen hissedebiliyorum bunu. Ve kareler geçiyor gözümün
önünden, yalnızım, mutsuzum, elimde bir sigara oturmuş balkondan aşağıdakilere
bakıyorum boş boş. Hayatımı düşünüyorum ne çabuk geçti diye, içten içe de
hayıflanıyorum keşke şöyle olsaydı keşke böyle olsaydı diyerekten. Keşkelerim ve yaşanmamışlıklarım çok fazla. Yaşlı görünüyorum
ve hiç memnun değilim. Bir an önce bitsin istiyorum her şey artık yaşamak
istediğim çok fazla şey kalmamış.
Bir ihtimal mi böyle bir gelecek?
Evet , olası. Tabi olası olan bir başka geleceğim daha var. Burada da
gelecekteki ben devreye giriyor ve değiştiriyor sahneyi. Yine benim,
yaşlanmışım ama çok bilge bir halim var. Doğanın içindeyim, mutlu bir şekilde
yürüyorum. Hayatı yaşamayı ve keyif almayı öğrenmişim. Gök yüzü anlamlı, kuş
sesleri cıvıl cıvıl. Yaşamak istediklerimi yaşamışım ve iyi ki de yaşamışım
diyorum kendime. Son dönemlerime yaklaşıyorum evet ama bir korku ve telaş yok. Huzurluyum.
Sakinim. Hayatım sevdiğim insanlar ve kendime kattığım anlamlarla dolu. Hemen hemen
hiç boşluk yok.
İşte böyle garip bir oyun bu,
benim ve gelecekteki benin oynadığı. Zamanlar arası bir oyun oynuyoruz onunla. Neyi
tasarlıyorsam bana gösteriyor ve “Bak böyle böyle olacağız seçim senin” diyor.
Gerçekten de tasarladığımız
şeyleri yaşıyoruz.
Hiç gelecekte bir siz daha
yaratmayı geçirdiniz mi aklınızdan? Delice mi? Tamamıyla. Ama bir deneyin hadi.
Gelecekte bir siz yaratın kendinize ve nasıl olduğunuzu hayal edin. Nerdesiniz? Kaç yaşındasınız? Nasıl görünüyorsunuz?
Hangi duygular içindesiniz? Neler yaşamışsınız? Neleri başarmışsınız? Hangi engellerde
takılıp hangilerini aşmışsınız? Kaç kere aşık olmuşsunuz? Hayatınızdan ne kadar
memnunsunuz?
Yarattığınız bu sizin, bir
fotoğrafını çekin aklınızda ve yerleştirin önemli bir köşesine.. Kim bilir belki
bir gün o fotoğrafa bakıp gülümser ve bu yazıyı okuduğunuz anı hatırlasınız,
geleceğinizi şekillendirmeye karar verdiğiniz gelecekteki sizi yarattığınız
anı.
Gelecekteki siz i en güzel
biçimde görebilmeniz dileği ile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder